Mehmetçiğe Mektup
Bu vatanın her karış toprağında sizin kokunuz var. Bayrağın kumaşının her ilmeğinde, her ipliğinde siz varsınız. Bayrağımızla gurur duymamın sebebi de bu olsa gerek. Kumaşı şehit kanı, parıltısı zaferlerin ışığıdır. Bu yüzden gönülden bağlıyız rengine, kumaşına. Geçmişe duyduğum özlemim, o duyduğum şevk sizinle tamamlanıyor. İşte bu yüzden gururlanıyorum. İşte bu yüzden aklıma her geldiğinizde içim ürperip, gözümün en içinden belli olan gururu kelimelerle ifade edemiyorum.
'Memleket meselesi' diyorlar. Hepimizin memleketi, anası olan toprak için siz kan akıtıyorsunuz. Her damla kan içinde bizim canımız yanıyor. Ateş düştüğü yeri falan da yakmıyor. Kardeşimin canı yanarken benim içim nasıl yanmaz? Yanar. Kardeş değil miyiz? Batısından tut en doğusuna kadar, en ücra yere kadar en içten, en temiz duygularla kardeşiz.
Gökyüzünde uçurduğumuz her uçurtmayı, küçük kız çocuklarının mahalle aralarında atladı ipi, karşılıklı oynan her oyunu size borçluyuz. Sanmasınlar ki bize oynanan oyun son bulmayacak. Tek bedende milyonlarca yüreği, milyonlarca kalbi bölmek kolay değil.
Çanakkale Zaferi'nde cephede her askerin tek düşüncesi; "Bizim olanı bizden almaya gelmişler. Alamazlar efendim! Vermem. Mutfakta ocak başında annem için, tarladaki ekmeğini taştan çıkaran babam için, Conkbayırı'nda, Anafartalar'da, Gelibolu'da şehit olan kardeşim için, kundaktaki yeni doğmuş evladım için, karımın, kız kardeşimin şerefi için, memleketin namusu için dönmem. Dönemem." demişlerdi. Hiçbirisi de dönmeyi düşünmedi. Savaş meydanına çıktıklarında hepsi Fatih'in Aslanları, Süleyman'ın Tuğrası gibi mert ve kararlıydılar. Hepsinin içinde korku vardı. Lakin bu ölüm korkusu değildi. Bu vatan korkusuydu. Yerin üstündeki ailesi için yerin altında fokur fokur kaynadılar. Biran olsun düşünmeden. Sorarım ki o zaman; ecdadına, şanlı tarihine bağlı olan hangi millet vardır bu kadar?
Cami minaresinden yükselen ezan sesleri için aziz vatan ve millet için, eşsiz güzellik ve nimet için, Allah yolunda cihat için ant ettik. Hep bir ağızdan... "Vatanına göz dikeni ez oğlum!" dedik. "Dostunu düşmanını iyi bil, şerefinle yaşa bu topraklarda." dedik.
Yeni nesil de bunun kıymetini biliyor çok şükür. Şu güzel ülkemin bir yerinde bu kardeşliğe inat büyüyen bir zihniyet için kurşun sesidir en güzel türkü. Bükülmez bilektir direniş. Biran olsun vazgeçmeyi düşünmeyen kin dolu nefretle bakan gözlerimizdir. Gerekirse ömrümüzü tüketiriz vatan millet uğruna ki yinede şehitimizin kanını yerde, Atamızın gözünü arkada koymayız. Geride bıraktıklarımızın tek sözleri: " Vatan millet uğruna, aziz ecdat uğruna vatan sağolsun." olur.
Şunu söylemeliyim ki: "Beklediğiniz ne araçtır, ne ne topraktır, ne araçtır. Beklediğiniz: kardeşinizdir, evladınızdır, ananızdır. Beklediğiniz; tarihimizdir, namusumuzdur. Beklediğiniz; şerefimizdir, özünde vatandır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder